Kupada ELENMEYE evet ama…
Şekli pek hoş olmadı.
Hocanın ne düşünüp? Ne düşünmediğini ben kendi adıma anlamadım.
Eğer durum kararsız olduğu bir kaç oyuncuyla ilgili son bir karar vermek ise…
Çıkan kadroda, bir de 2 alt ligden bir takıma karşı doğru bir yer ve zaman değildi.
Özellikle ligde son maçlarda oynayan ÖN OYUNCU GURUBU ile ilgili bir revizyon için ise eğer…
Verim alamadıklarımız bu maçta oynamadan… Yine kazançlı çıkan taraf oldular.
Açıkçası Manisaspor adına KUPA PROVASI, bir kaç adım öne gitmek yerine…
Daha çok kafa karıştırdı,
Oyuncular üzerinde baskı yarattı.
Lig maçlarında da, kupa da da farklı kadrolarla ne savunmada, ne de hücumda bir türlü BİRLİKTE HAREKET edemiyoruz.
Her hareketimiz sanki olması gerekenden en az 2,3 saniye sonra oluyor ve bu silsileye sıra sıra her oyuncunun pozisyonunda görmek mümkün.
Bir 3.lig takımına karşı bile birlikte doğru pozisyon alamadık.
Sahada doğruya yakın duramadık.
Öncelikle bu takım bir arada DOĞRU durmasını öğrenmesi gerekecek ki…
İş’in o taraflarını çalışmanın zamanı ilk kamp dönemidir.
Gelelim Göztepe maçına!
Zor maç çok zorrrrrrrr…
Özellikle de Manisaspor adına zorluk derecesi DAHA yüksek bir maç ama…
Kesinlikle Göz Göz adına kolay geçeceği anlamına da çekilmemeli.
Eğer Manisaspor hafta içinde dersine iyi çalışır, özellikle kalede ve ön oyuncu gurubunda yapması gereken TADİLATI da yapabilirse…
İşte o zaman kendi adına zorluk derecesi yüksek maçın zorluk derecesini daha aşağıya çekerken…
Göztepe’nin de Manisa’daki iş’ini ayni oranda zorlaştırabilir.
Yoksa Giresun deplasmanındaki tercihler ile oyun da skor da ZOR ötesidir benim gözümde.
Göztepe mi?
Kalede BJK’li Güvenç geçen sezon lig ve kupa toplamı 7 maçla sınırlı kalmış.
Kalitesi konusunda fazla söze hacet yok ama…
Oynadıkça DAHA olabilecek bir isim. Bu sezon da 4’de, 4 ile başladı gidiyor.
Güvenç iyi bir kaleci ve bu sezon sonunda tekrar ben geliyorum demeye yakın.
Sağ bekleri Tanju’nun Rapid performansı gerçekten etkileyiciydi.
Hatta sol bek pozisyonunu da hiç yadırgamadan ortaya koymuştu.
BJK ile ülkemizle tanışıklığı sonrası Rapid benzeri bir görüntüsüne rastlamasam da… Bu ligin ofansı ve defansı standart üstü kalacak bir isim olduğu tarafındayım.
Özellikle deplasmanlarda İŞ’in ön tarafı konusunda fazla iştahlı görünmese de…
İş’ler takımı adına istenildiği gibi gitmediğinde ofansa verimli katkı koyabilecek ender beklerden biridir.
Göztepe’nin sol beki de her ne kadar sol ön’den DEVŞİRME olsa da…
Kendi adıma çok beğendiğimi söylemeliyim.
M.Erdem Uğurlu’nun sertlik derecesi düşük, defansif aksiyonları biraz aksik gibi dursa da…
Topu geriden verimli bir şekilde oyuna sokabilme ve ofans kısmında bir o kadar değerli bir bektir.
Bu sezon Halil Akbunar’la da, Tayfur Bingöl’le de hatta bence zaman zaman kanatta oynadığına şahit olacağımız Gökhan Karadeniz’le de çok uyumlu ikililer olduğu tarafındayım.
Defansın önündeki 2’li olan Gosso ve Kossi’ye gelecek olursak…
Okan hocanın ilk 4 maçta başlangıç 11’i olarak alternatifsiz gördüğü,
Ancak İŞ’lerinin yolunda gitmediği anlarda mecburiyetten bozduğu bir 2’li olarak duruyorlar.
Yani skor olarak eğer gerideler ise… Kossi’nin yerine bir ön oyuncu sokmakta buluyor çareyi Okan hoca ki…
Skorda geride kaldıkları maçların ilki olan Altınordu karşısında kanat forvet Emre Aygün ile…
Balıkesirspor maçında ise… Başka bir kanat forvet Tayfur Bingöl ile benzer benzer değişime gittiler.
Altınordu maçında bu değişim tuttu ve 2-1 geriden 3-2’ye çevirdilerse de…
Deplasmanda Balıkesirspor maçında skorsal anlamda bir katkı sağlayamadılar.
Bence daha da enteresanı; Bu iki oyuncu tipinde alternatif olarak 3. bir defansif orta saha diyebileceğimiz oyuncunun 4. maç, 18’lerinde de yedek kulübesinde bulunmayışı.
Gosso’nun Göztepe görüntüsü pozisyon bilgisi yüksek, fizik gücü iyi görünen ancak bu iki özelliğini, kapasitesini kullanma anlamında inanılmaz PİNTİ davrandığını düşündüğüm bir oyuncu.
Yer tutuşu, görüntüsü her takımın iştahını kabartacak kadar AFİLİ…
Ancak AL senin takımına deseler… Almak konusunda ciddi acabalarım olacak bir oyuncu kısaca.
Kossi’nin ise Elazığ performansı saygı duyulacak kadar başarılıydı.
O kadar sorunlu bir ortamda ön tarafa da arka tarafa da öylesine katkı koydu ki…
Müthiş bir sezondu.
Buna rağmen 2’si arasında seçim yapıp, maç içerisinde değişenin Kossi olmasını da bu anlamda şaşkınlıkla takip ediyorum.
Gelelim 10 NUMARA pozisyonuna.
Bir çok takımda hatta Süper ligden büyük çoğunluk takımlarda olmadığı kadar bir 10 numaraları var.
Gökhan Karadeniz’den bahsim.
Çok yetenekli, topla ilişkileri yüksek, sahaya bakış açısı geniş, araya bırakan, kendi driplinki ile gidebilen, veren – alan, kaleyi gördü mü? Etkili vurabilen ATAN – ATTIRAN tam anlamıyla bir KANAS bence.
Doğru ortamda ATTIĞINI İNDİREN kalibrede,
Ancak geçen sezonun KAKAVA Göztepe’sinde SIRADAN kalan,
Çok yönlü tam bir SUİKAST SİLAHI.
Hani bir takım sahada futbol adına her şeyi yapar ve kazanır ya…
Bu tip oyuncular sayesinde EN KÖTÜ gününde bile kazanabilecek yerlere çok zaman gelir.
Gökhan’a özel DİKKAT etmek gerekecek kesinlikle.
Bana TFF 1. Ligde kanat oyuncuları nasıl? Olmalı diyerek gelecek soruya tariften çok…
Örnek ile Tayfur Bingöl ile Halil Akbunar der…
Başka bir şey söylemem.
Tayfur’un son 3, Halil Akbunar’ın ise son 1 sezonu öylesine lezzetli ve verimli geçti ki…
Anlatmak yetmez…..
Emre Aygün’lü, Kone’li, Leroy’lu hatta M.Erdem’in de kullanılabileceği farklı seçenekler ile bu lig için oldukça fazla kalıyor dense… Yalan olmayacak cinsten.
Özellikle Halil Akbunar’ın Elazığ macerasının oyuncuya katkıları uzun uzadıya konuşulacak türden bir RESİTALDİ.
Bu ikilinin ÖN tarafa ofansa katkıları kadar,
Arkadaki beklerinin de İŞ’lerini büyük ölçüde kolaylaştırdığını atlamamak gerek.
Doğrusu kim istemez ki… Her an her şeyi yapmaya aday iki kanat oyuncusunun sahibi olmayı.
Kısa ve öz olarak tehlikeliler.
Göztepe’nin benim bildiğim tarihinde strikerları hep farklıydı.
Bence ilk defa bu sezon, kağıt üzerinde de olsa bundan öncekilerden  daha sıradan gibi duruyorlar ama…
Göztepe’nin son 2 TFF 1. Lig 4. hafta performanslarına baktığımızda,
2012-2013’Ün 4. haftası itibarıyla 2,
2015-2016’Nın 4. haftası itibarıyla 5 gol attıklarını düşündüğümüzde…
Bu sezon ilk 4 haftada attıkları 7 golün kağıt üzerinde durduğu gibi durmadığını söylüyor.
Tabii ki konunun devamı olarak attıkları 7 golü, 6 farklı oyuncunun paylaştığını, 1’den fazla gol atan oyuncu olarak 2 golü bulan santrafor M.Umut Nayır olduğunu…
7 Golün sadece 3’ünün santraforlardan geldiğini de eklemekte fayda var.
Geriye kalan 2 gollerini orta sahaları, 1’nin kanat forvetlerini, 1’ini de stoperlerinin atmış olduğu bir dağılım var.
Buradan da çıkarılacak en önemli sonuç = Her türlü golü bulmaya adaylar ve oyuncularının büyük bölümü topu kaleye sokacak yerlere geliyor ve sonucunu alıyorlar.
Santrafor konusuna dönecek olursak…
Henüz bence Okan hoca da net olarak bir seçim yapabilmiş değil.
Çünkü ilk hafta Kone, 2. hafta Kone – Umut Nayır, 3. hafta Kone – Jahovic, 4. hafta sadece Jahovic tercihleri tercih konusunda 4 hafta için oldukça fazla bir değişimi işaret ediyor.
Sona bıraktığım pozisyon ise…
Arka tandemleri.
Leo ile Gencer Cansev…
Leo ile ilgili bir şeyler söylemekten uzağım çünkü izlediğim kadarıyla bir fikir sahibi olamadım.
Ancak Gencer bu kadronun stoperi bence kesinlikle değil.
Sadece İŞ’i idare eder duruyor.
Şimdiiiiiiii…
Buraya kadar yazdıklarım üzerinden korkutucu bir rakip PROFİLİ çıkar mı?
Fazlasıyla çıkarrrrrrrrrr…
Çekinmek gerekir mi?
Kesinlikle gerekirrrrrr…
Eğer çekinmezseniz başınız belaya girebilir.
Ancakkkkkkkkkk…
Bunun adı futbol ve futbolda çoğu zaman kağıt üstünde durduğu gibi duran,
Kağıt üstünde oynandığı gibi oynanan bir oyun değildir.
Zaten öyle olsaydı geçen sezonun GÖZTEPE’sinin UZAK ara yapıp, ligi arkasındakilerin çok önünde FORSE etmesi gerekirdi.
Oldu mu? Olmadı.
Sadece şunu eklemekte fayda var…
Bu Göztepe belki benim yukarıda anlattığım bireyseline rağmen saha içinde TOTAL oyunda paralel bir yerde değil ama…
Geçen sezonun VERİMSİZ Göztepe’si de olmadıkları ortada.
Oyun kalitelerinin çok SIRADAN kaldığı bir gün ve maçta dahi…
Maçı rahatlıkla kazandıracak birden fazla oyuncuya sahipler.
Bence bu durum da onlar adına çok POZİTİF bir avantaj.
Öyleyse bu Göztepe’yi GÜÇLÜ bir oyunla yenmekten çok,
AKILLI ve MÜCADELE seviyesi yüksek,
KORA-KOR, bol fiziki temaslı, olabildiğince tempolu, Manisaspor adına mutlaka defansif KARŞILAMA pozisyonunu, yerleşimini almış bir oyuna ihtiyaç var.
Kısaca sahanın sizin belirlediğiniz olabildiğince DAR bir ALANINDA, fizik gücü yüksek bir karşılık ve itirazınız olamalı ki…
Bu TARZ bir takıma karşı şansınız olsun.
4 Maçtaki tek mağlubiyetlerini Balıkesirspor karşısında tarif ettiğim oyuna yakın bir oyunda kaybettiler.
Neredeyse Altınordu’ya da kaybediyorlardı ki…
Şanslarına direkten döndüler.
Tekrar etmek gerekirse…
Bu lig için MÜKEMMELE yakın bir kadroya sahip olduklarını belki kabul etmek gerekir ama…
Ligin 4. haftası itibarıyla saha içindeki oyun olarak benzer bir etkiden bahsetmek şu aşamada kesinlikle doğru olmayacaktır.
Kısaca sahada Göztepe’nin kağıt üzerindeki kalitesine İTİRAZ edecek DOĞRU bir OYUN  ve benzer DOĞRULUKTA 11 OYUNCUYA ihtiyaç vardır.

Manaj, İbrahim Akdağ ve Fode Koita’dan Fenerbahçe beraberliği yorumu